Putin’in Otoritesinde Dev Çatlak: Wagner Ayaklanması

Bir çoğumuzun geçtiğimiz dönemde haberlerde sıkça gördüğü üzere Rusya’da sürpriz bir ayaklanma yaşandı. Rusya’nın kendi ordusuna dahi kafa tutmaya kalkışan Wagner paralı asker oluşumu, başta Rusya Savunma Bakanı Şoygu olmak üzere Rus ordusunun belirli isimlerinin görevden alınması hatta yargılanması istemi ile ayaklandı ve Ukrayna sınırından başlayıp Moskova yakınlarına kadar geldi. Günün sonunda Lukaşenko’nun aracılığında taraflar uzlaşşmaya varmış olsalar da Prigozgin’in uçağının düşmesi ve kendisiyle beraber çevresindeki önemli isimlerin de hayatını kaybetmesi soru işaretlerini de tekrardan gündeme getirdi.

Wagner Grubu Nedir, Ne Zaman Ortaya Çıktı ?

Wagner grubunun ilk olarak 2014’te Ukrayna’nın doğusunda faaliyetlerine başladığı tahmin edilmekle beraber an itibarıyla lideri konumunda olan Prigozgin, Putin’in çevresine ilk olarak catering sorumlusu şef olarak katıldı. 2014’te Wagner’i bir askeri şirket olarak kuran Prigozgin, faaliyetlerini Putin’in de desteğiyle büyüttü ve Afrika’dan Suriye’ye kadar bir çok coğrafyada faaliyet göstermeye başladı. Önemli oranda eski mahkumları da bünyesinde bulunduran Wagner, bir çok coğrafyada işlediği sayısız savaş suçu ile de gündemden düşmedi. Wagner’in, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başladığında ise 50000’e yakın mensubu olduğu düşünülüyordu ve kendileri Rus ordusundan dahi daha modern ve gelişmiş ekipmanlara sahipti.

Ayaklanmanın Temelleri: Rus Savunma Bakanlığı ve Wagner Arasındaki Gerginlik

Hatırlayacak olursanız Prigozgin ayaklanma esnasında biz Putin’e karşı değiliz söyleminde bulunmuştu. Kimisi bunu ayaklanma sonrası hayatta kalabilmek için söylediğini belirtse dahi Wagner’in hedefinin Putin yönetimi olmasından ziyade Şoygu ve yakınındaki Rus Savunma Bakanlığı çevresi olduğu çok açıktı. Ayrıca Prigozgin’in Kızıl Meydan’da asacağım dediği Şoygu ile arasındaki sorun da kişisel olmaktan çok uzaktaydı. ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in 2 Haziran’da Helsinki’de yaptığı konuşmada belirttiği gibi Rusya an itibarıyla Ukrayna’yı işgale başladığı dönemden çok daha kötü bir durumda. Güney cephesinin beliri kısımları hariç yaşanan başarısızlıklar ve büyük kayıplar işgalin ilk dönemlerinin aksine Rus ordusunun momentumunu sıfıra indirmiş vaziyette. Bu durumu değiştimek için ise Putin Wagner’i sahaya doğrudan sürmeyi seçmiş ve kısmen de olsa başarılı olmuştu. Ağır kayıplara rağmen Bakhmut’ta Ukrayna’nın yenilgiye uğratılması da bunu destekler nitelikteydi. Fakat her ne kadar Wagner sahada olumlu bir etki yaratmış olsa da aynısını Rus ordusu için söylemek zor. Hatta Prigozgin’in belirttiğine göre Şoygu Wagner’i kasten desteklemeyip Wagner’in güç kaybetmesine yol açıyordu. Prigozgin’in sözlerinin doğruluğu tartışılsa da Wagner’in Ukrayna’da büyük yara aldığı çok açık ve tüm bu yaşananlar devamında beklenmedik bir sona zemin hazırladı.

Dünya’yı Şaşkına Uğratan Moskova İlerleyişi

22-23 Haziran günleri ilginç haberlere sahne oldu. Biraz önce bahsettiğim şekilde artan gerginliklerin üzerine o günlerde Prigozgin’in de açıkladığı üzere Rus ordusunun Wagner üslerini vurması gündeme bomba gibi düştü. İlk olarak koordinasyon eksikliği veya kaza olarak değerlendirilen olay Prigozgin’in açıklamaları ve Wagner’in harekete geçmesi üzerine tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmişti ve ilerleyen saatlerde cephe hattından çekilen Wagner birlikleri, Ukrayna-Rusya sınırının güneydoğusunda yer alan Karadeniz kıyısındaki Rostov kentinde toplanmış, ufak çatışmalar sonucu burada hakimiyet kurduktan sonra Moskova yönüne ilerlemeye başlamışlardı. Moskova’nın dış kırsal bölgelerine kadar yaklaşan Wagner aynı zamanda yol üzerindeki bir çok şehirde hakimiyet sağlamış ve saldıran Rus unsurlarını da imha etmeyi başarmıştı. Rusya’nın bu ayaklanma esnasında toplamda 4000’e yakın kayıp verdiği iddia edilse de teyitli kayıplar 10’a yakın helikopter ve uçak olup bu sayı ayaklanma öncesi Ukrayna cephesinde bir ayda düşen hava araçlarının birkaç katıydı. Daha önemli olan konu ise Rusya her ne kadar bu kayıpların yerini doldurabilecek olsa dahi Wagner ile uzlaşma yoluna giden Putin’in otorite kaybını telafi etmesi imkansız olarak nitelendirilmişti. Bu yaşananlar sonrasında kendi toprakları içinde dokunulmaz olarak görülen Rusya’nın ve Putin’in imajının global anlamda artık caydırıcılığı olmayacağını söylemek bence de yanlış olmaz diyebilirim.

Belarus Aracılığı ile Uzlaşma ve Prigozgin’in Ölümü

Uzlaşma sonrasında Belarus lideri Lukaşenko’nun aracılığı ile yapılan antlaşmaya göre Wagner üslerine geri dönecek, Prigozgin ve Wagner’in üst kadrosu Belarus’a geçecek, Prigozgin ve Wagner aleyhindeki suçlamalar düşürüecek ve isteyen Wagner personeli Rus ordusuna katılabilecekti. Bundan yola çıkarak Şoygu ve yanındakileri yok etmek isteyen Wagner için bu uzlaşmanın hedeflerini gerçekleştirdiğini söylemek güç olsa da Putin gibi birisinin otoritesine karşı gelip sonrasında böyle bir antlaşma yapabilmenin kesinlikle onlar için büyük kazanç olduğu ifade edilmişti. Peki nasıl oldu da Putin gibi birisi böyle bir antlaşmayı kabul etti diye düşünülürken yakın zamanda Prigozgin ve çevresinin bir uçak kazası sonucu öldüğü duyuruldu. Olayın perde arkasına yaşananları kimse bilmediği için kesin bir sebep söylemek mümkün olmasa da önce Putin’in Wagner ile anlaşmasına sebep olarak Wagner’in nükleer silahlara eriştiğini iddia eden de var. Rus ordusunun kısmen Wagner’e destek verdiğini iddia eden de. Fakat kesin olan şu ki hem Rusya’nın Ukrayna’da ve küresel anlamda az da olsa kazanım elde edebilme ihtimali muhtemelen ortadan kalktı hem de isyan eden Wagner, lideri ile birlikte tarihe karıştı. Ayrıca hem psikolojik hem de askeri açıdan kısa sürede büyük yara alan Rusya’nın gelecekte de bu gidişatı değiştimesi pek mümkün görünmüyor. Tekrardan Wagner’e gelecek olursak, her ne kadar bir süre daha hayatta kalmış olsalar da Şoygu ve çevresinden kurtulamayıp üstüne Putin’i düşmanlaştırmış olmaları, Prigozgin ve çevresinin bir uçak ‘kazası’ sonrasında ölümüne ve grubun kalan unsurlarının da zaman içinde tasfiyesine zemin hazırladı. Yani ilginç bir şekilde bu ayaklanma sonunda kazanan Ukrayna ve Batı olurken kaybeden ise hem Rusya hem Wagner oldu.

2024 yılında Koç Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi bölümlerinden mezun oldu ve Politik Ekonomi uzmanlaşma programını tamamladı. Güncel olarak ise Helsinki Üniversitesi'nde Avrupa ve İskandinav Çalışmaları Master programına devam etmektedir. Akademik ilgi alanları; Avrupa ve Avrupa Birliği, Kuzey Kutup Bölgesi, Yeni Enerji Sahaları, Diplomasi, Jeopolitik, 1.Dünya Savaşı Dönemi Tarihi, Coğrafya ve Politik Ekonomi olarak özetlenebilir. İleri düzeyde İngilizce ve giriş seviyesinde Fince bilmektedir. [ View all posts ]

Comments

Be the first to comment on this article

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Go to TOP