FIFA Dünya Kupası Katar: Oyundan Çok Siyaset

Biz Avrupalılar 3000 yıldır dünya çapında yaptıklarımız için, insanlara ahlak dersi vermeye başlamadan önce önümüzdeki 3000 yıl için özür dilemeliyiz

FIFA Başkanı Gianni Infantino

REUTERS/Hamad I Mohammed

2022 FIFA Dünya Kupası’nın Dünya Konjonktüründeki Yeri

Futbol, icat edildiği günden bugüne asla sadece bir oyun olarak kalmadı; tutkuların, değerlerin ve inançların oyunu oldu futbol. Ancak 2022 Dünya Kupası, daha önce hiç olmadığı kadar tartışmayı beraberinde getirdi. 

Katar’ın organizasyonun ev sahipliğini almasını eleştirenlerin argümanların temelinde, Katar’ın inançlarının, değerlerinin ve yönetim biçiminin Batı’ya benzer olmaması yatıyor. Yani esasında Dünya’daki gelişmelerin ve çatışmaların bir yansımasını futbolda görüyoruz. 

Doğu’nun özellikle son 10 senedeki yükselişi dünyada yeni bir döneme geçişin işareti olarak karşımıza çıkıyor; bu aynı zamanda Batı ve Doğu arasındaki yükselen tansiyonu da açıklıyor. Zira artık Batı merkezli tek kutuplu bir dünyadan çok kutuplu bir dünyaya geçiyoruz. Bu geçiş de tarihteki diğer tüm geçişler gibi sallantılı, kırılgan ve tehlikeli olacak. ABD ve Çin arasındaki gerilimin de temel sebebi bu güç geçişi. 

Bunlarla beraber tepkilerin başka bir sacayağının da körfezden yükselen yeni Orta Doğu gerçeğinin Batı tarafından kabul edilmeye hazır olmadığı anlaşılıyor. Bölgede güç merkezinin kayması ile beraber başlayan bu süreçte körfez ülkeleri Orta Doğu siyasetinin belirleyicilerinden oldular ve 2017 İbrahim Anlaşmaları da bunu en açık şekilde göstermiş oldu.

Çifte Standart

Batı, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya yerine, Katar’ın Dünya Kupası’nı ağırlamak için seçilmesinin ardından eleştirmeye başladı. Katar’ın LGBTQ ve göçmen işçi politikaları her zaman var olsa da; Katar, yabancı yatırım ve enerji ortaklıkları şeklinde Batı’ya milyarlarca dolar akıtırken asla eleştirilmedi. Bu, tartışmanın gerçekten insan hakları mı yoksa kendilerini küresel futbolun bekçileri olarak gören ve bir Orta Doğu ülkesinin bu küresel etkinliğe ev sahipliği yaptığı gerçeğini sindiremeyen Avrupa ülkeleri hakkında mı olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Açıklığa kavuşturmak gerekirse, bu Katar’da yürütülen insan hakları politikalarının bir savunması değil, Batı’nın ikiyüzlülüğünün bir eleştirisidir. Ortaya çıkan eleştirinin derinliği, batılı önyargıyı, büyük çifte standardı ve oyundaki oryantalist söylemi vurguluyor.

Eleştiri ancak öz-yansıtma üzerine kabul edilebilir. Katar, LGBTQ politikaları nedeniyle eleştiriliyor; ancak, LGBTQ haklarına ilişkin mevzuatın Batı ülkelerinde daha yeni yürürlüğe girdiğini belirtmek de önemlidir. Ayrıca, birçok LGBTQ üyesi, batılı ülkelerde hâlâ ayrımcılığa maruz kalmaktadır; ABD, geçen yıl LGBTQ haklarına ve cinsiyet onaylayıcı bakıma karşı 240 Yasa Tasarısı çıkardı. 2026 Dünya Kupasına aday olan hiçbir medya kuruluşu, ABD’nin yeni LGBTQ karşıtı politikaları veya daha da kötüsü kürtaj politikaları nedeniyle ev sahipliği yapma hakkının elinden alınmasını talep etmedi. Göçmenlere yönelik muamele söz konusu olduğunda, Batı’nın kendisi dünya için iyi bir örnek oluşturmuyor. Fransa ve İngiltere’nin batan göçmen gemisini kurtarma sorumluluğunu kimin üstleneceği tartışmasıyla meşgulken, 27 göçmenin İngiltere Kanalında boğularak hayatını kaybettiğini unutmayalım. ABD’nin güney sınırında göçmen çocukların ailelerinden ayrılmaları halen devam etmektedir. Ek olarak, eski Danimarka Başbakanı Katar’ı açıkça eleştirse de Danimarka’nın Suriyeli mültecilere yönelik muamelesinin insanlık dışı olduğu biliniyor.

Batılı ülkelerin ekiplerini Katar’ı protesto etmeye teşvik etmesi, ancak kendi adaletsizliklerine karşı herhangi bir duruş biçimini kabul etmemesi konusunda açık bir ikiyüzlülük var. Colin Kaepernick siyah haklarını desteklemek için diz çökmeye karar verdiğinde meydana gelen tartışmayı hatırlayalım. Bugün Katar’da İngiliz ekibi, Katar politikalarına karşı sahalarda diz çöküyor; Gerekli göçmen kotasından kaçınmak için Avrupa Birliğinden ayrılan bir ülkenin göçmen muamelesine diz çökmesi oldukça ironik.

Beyaz Kurtarıcı Kompleksi

Batının son zamanlardaki davranışı, eğitimsiz Arapları ayrıcalıklı bir konumdan kurtarmaya çalışan aydınlanmış bir batılı olan beyaz kurtarıcı kompleksini temsil ediyor. Katar’daki dünya kupasına karşı çıkan insanlar, LGBTQ topluluğu ve göçmen işçiler için değil, “batı değerleri” için kampanya yürütüyorlar. Bu oryantal retorik, Arapların kendi dış politikalarında değişiklik getirecek ajanlara sahip olamayacaklarına ve Batı’nın onları savunmasına ihtiyaç duyduğuna dair kibirli bir görüş aktarıyor. Arap baharı ve İran protestoları bu iddiayı yalanlıyor. Batı gerçekten üretken bir etkiye sahip olmak istiyorsa, Katar’ın hiçbir üretken sonuç vermeyen bir ulus imajını itibarsızlaştırmaya çalışmak yerine yerel insani yardım gruplarına yatırım yapmalı ve onları desteklemelidir.

Sonuç

Katar’a yönelik muhalefet, Batı’nın ahlaki küstahlığını ve kendini beğenmişliğini öne çıkarıyor. Fransa’nın İslam karşıtı yasaları, ABD’nin kürtaj karşıtı yasaları Danimarka’nın ise insanlık dışı göçmen karşıtı yasalar var. Birleşik Krallık dünyanın yarısından fazlasını işgal ve terörize etti, Kanada ve Avustralya yerli halkların yerini aldı, Afrika ülkelerinin çoğunda eşcinsellik kanun dışı ve Çin, Uygur Müslümanlarını terörize ediyor. Mesele şu ki, ahlak tartışılırken, hiçbir ülkenin ahlaken dünya kupasına ev sahipliği yapacak kadar temiz olmadığını iddia edebiliriz. Dünya Kupası, vatanseverlikten çok futbol tutkusu üzerinde birleştirmeyi amaçlayan bir organizasyon; ancak Dünya Kupası’nı politize etmek, sadece onu izlemenin keyfini emiyor.

Muhammed F. Çetinkaya & Rowa Kordi

Boston University Pardee School of Global Studies & Koç Üniversitesi

2022 senesinde Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. Lisans eğitimi döneminde Tarih bölümünde Yandal yapmış, Diplomasi ve Uluslararası Politik Ekonomi alanında uzmanlaşma programlarını tamamlamıştır. Boston Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler alanında Yüksek Lisans çalışmalarına devam etmektedir. Akademik ilgi alanları arasında Türkiye-İsrail ilişkileri, Diplomasi, Türk Dış Politikası, İç Savaş Dönemi Amerikan Tarihi ve Orta Doğu çalışmaları yer almaktadır. İleri seviyede İngilizce ve orta seviyede İspanyolca bilmektedir. [ View all posts ]

Comments

Be the first to comment on this article

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Go to TOP