Su Savaşlarının İlk Raundu : Nil

Temiz su kaynakları hızla azalırken insan nüfusunun giderek artması, bizleri yakın gelecekte bekleyen sorunların başında geliyor. Belki bu yazının yayınlandığı tarihte bu sorun o kadar önemsenmiyor olsa da, 5-10 yıl içerisinde kesinlikle gündemimizi ve haberleri sıkça meşgul edecek. Bu yazının amacı ise nasıl o günlerin bizlere beklediğimizden daha yakın olduğunu ve su savaşlarının ilk raundunun aslında yavaş yavaş Nil Nehri üzerinde başladığını göstermek olacak [1].

Nil Nehri ve Nehrin Bölge Ülkeleri için Önemi

Nil Nehri, Afrika’nın orta bölgelerinden Akdeniz’e ulaşan Dünya’nın en uzun ikinci nehridir ve bölge ülkeleri için kritik öneme sahiptir. Sudan sınırları içinde Beyaz Nil ve Mavi Nil olarak ikiye ayrılır. Bu noktada Beyaz Nil çok daha güneye, nehrin asıl kaynağına uzanan kol iken Mavi Nil ise Etiyopya sınırları içerisinde bulunan ve daha yüksek su hacmi ile nehri besleyen asıl koldur.

Map

Description automatically generatedHarita 1

Rönesans Barajı Projesi

Rönesans Barajı Projesi, Harita 1’de de görüldüğü üzere sınıra çok yakın olacak şekilde Mavi Nil üzerinde bulunan ve 2011 yılında başlayıp 2020 yılında tamamlanan Hidroelektrik Projesi’dir. Projenin Nil Nehri’nin iki kolundan biri olan ve asıl su kaynağını sağlayan Mavi Nil üzerinde bulunması [2], Etiyopya’ya hem siyasi hem de ekonomik anlamda güç kazandırmaktadır [3]. Bu proje sayesinde yüksek miktarda elektrik üretimi kapasitesine sahip olan Etiyopya, aynı zamanda nehrin kalan kısmında nehrin debisini ve şiddetini kontrol edebileceği için Sudan ve Mısır’ın hayat damarını adeta kendi elleri arasına almış olmaktadır.

Satellite Images Reveal New Developments in Ethiopian Renaissance DamFotoğraf 1

Projenin Mısır, Sudan ve Etiyopya Arasındaki İlişkilere Etkisi

            Mısır ile Etiyopya, bulundukları bölgede yüzyıllarca birbirlerine rakip olmuşlardı. Aksum Krallığı ile Antik Mısır arasında gerçek bir mücadele halini alan bu rekabet günümüzde de halen devam etmektedir. Sudan ise oyunda sonradan katılmış ve bir zamanlar parçası olduğu Mısır’ın tarafında yer almıştır, fakat her ne kadar Mısır tarafına yakın olsa da zaman zaman Etiyopya ile de ortaklık kurmaktadır.

Büyük Rönesans Projesi ise aslında bu bölgesel çekişmeyi daha da derinleştirdi. Mısır, Nil Nehri üzerinden kendisine karşı güç kazanan Etiyopya’ya yönelik daha sert bir dış politika izlemeye başladı ve kendi tarafına başka Afrika ülkelerini de çekmek için girişimlerde bulundu. Ayrıca Mısır’daki son Sisi Hükümeti’nin de bu sert politikalardaki etkisini de belirtmek lazım. 

Sudan ise her ne kadar bu proje sonrası Mısır gibi rahatsız olmuş olsa da, bu rekabette bulunan orta yol konumu sebebiyle iki taraftan da imtiyazlar almaya devam ediyor. Bir diğer yandan Etiyopya ile sürdürmüş olduğu kısmi diyalogların bu noktada faydasını görmüş olsa da, kendi iç siyasetinde yaşamış olduğu büyük sorunlar sebebiyle bu projeyi önemli kazanımlara çevirememiş durumda. 

Son olarak Etiyopya’ya gelecek olursak, bu proje onlar için hem ekonomik hem siyasi anlamda çok büyük fırsatlar doğurdu. Etiyopya bu fırsatları iyi değerlendirmek için çabalıyor ve kısmen de olsa başarılı oldu. Fakat bu noktada Etiyopya’nın da başında önemli bir sorun var. Tigray Bölgesi’nde bulunan ayrılıkçı hareketlerle mücadele etmek zorunda kalan Etiyopya, bu sorun sebebiyle de kan kaybediyor.

Gelecekte Bölgeyi Neler Bekliyor ?

Artan su sorunu sebeiyle tahmin edilebileceği üzere bu kriz gelecekte daha da derinleşecek ve gerek Mısır’ın gerek Etiyopya’nın yürüttüğü müttefik arayışları sebebiyle daha fazla Afrika ülkesi bu krize dahil olacak [4].

Mısır her ne kadar Etiyopya ile sürdürmüş olduğu tarihsel rekabette genel olarak üstün olan taraf olsa da, gelecekte bu projenin de etkisiyle üstünlüğünü kaybedebilir. Bu nedenle de ani bir değişiklik olmadığı sürece Etiyopya’ya karşı sürdürmüş olduğu sert politikaların devam edeceği öngörülüyor. Sudan ise bu krizde avantajlı bir konuma sahip fakat stabil bir politik atmosfere sahip olmadığı sürece istediği kazanımlara ulaşması zor. Son olarak Etiyopya’ya değinecek olursak da bahsetmiş olduğum gibi bu proje onlar için büyük fırsat. Fakat bu fırsatı değerlendirmek ve bölgede ana güç unsuru olmak istiyorsa kendi içindeki -Tigray sorunu başta olmak üzere- sorunları çözmeli ve dikkatini bu krize vermeli.

Mert Kahve

Koç Ünivesitesi Uluslararası İlişkiler-Ekonomi

Kaynakça

[1] https://www.bbc.com/news/world-africa-43170408

[2] https://timesofindia.indiatimes.com/whats-the-blue-nile-and-the-white-nile/articleshow/4027990.cms

[3] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/sudan-misir-ve-etiyopya-arasindaki-baraj-restlesmesinin-sicak-catismaya-donusmesinden-endise-ediliyor/2265959[4] https://www.bbc.com/news/world-africa-57467640

2024 yılında Koç Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi bölümlerinden mezun oldu ve Politik Ekonomi uzmanlaşma programını tamamladı. Güncel olarak ise Helsinki Üniversitesi'nde Avrupa ve İskandinav Çalışmaları Master programına devam etmektedir. Akademik ilgi alanları; Avrupa ve Avrupa Birliği, Kuzey Kutup Bölgesi, Yeni Enerji Sahaları, Diplomasi, Jeopolitik, 1.Dünya Savaşı Dönemi Tarihi, Coğrafya ve Politik Ekonomi olarak özetlenebilir. İleri düzeyde İngilizce ve giriş seviyesinde Fince bilmektedir. [ View all posts ]

Comments

Be the first to comment on this article

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Go to TOP