Biden Yönetiminin Bir Değerlendirmesi: Trump’sız Trumpizm mi?
Joe Biden, Amerikalılara yeniden canlanan demokratik bir Amerika’nın hırslı ve idealist bir imajını sunarak desteğini artırdı. Selefinin yarattığı hasarın üstesinden gelen ve demokrasi değerleri altında gelişmeye devam eden bir Amerika. Biden, Trump politikalarından (Trumpizm) ayrılan bazı değişiklikler yapmış olsa da Trump’ın kilit politika alanlarında yaptığı değişiklikler Biden yönetimi altında varlığını koruyor. Biden’ın politika oluşturmaya yönelik stratejik yaklaşımı, Trump yönetimi ile tutarlıdır. Bu makale Biden Yönetimi altında politika oluşturmayı ele alıyor ve Biden ile Trump’ın görev süreleri arasında bir paralellik çizerek Biden yönetiminin takiyeciliğini vurgulamaya çalışıyor.
Göç
Biden, kampanyası sırasında Trump’ın göçmenlik politikalarını sürekli eleştirdi ve Trump yönetiminin “göçmen bir ulus olarak Amerikan değerlerine ve tarihine amansız bir saldırı yürüttüğü’’nü açıkça belirtti. Göreve geldiği anda bu saldırıyı durduracağına ve aktif olarak tersine çevireceğine söz verdi. Göç sürecinde ahlakı, insanlığı ve haysiyeti yeniden canlandırmak, Biden’ın kampanyası sırasında verdiği sözlerden bir diğeriydi. Ancak bugün Biden’ın görev süresinin sona ermesine yaklaşık 2 sene kalmışken, göçmenlik uygulamalarında bir değişiklik görmek mümkün değil. Göçmen çocukların ailelerinden ayrılması uygulaması halen devam etmekte. Hattâ, ABD Gümrük ve Sınır Koruma Biriminin rakamsal verilerine göre, Biden yönetimi, Trump’ın 42. başlık programını yoğunlaştırdı ve kişileri Trump yönetiminin şimdiye kadar yaptığından daha hızlı bir şekilde sınır dışı etti. Göreve geldikten sonra Biden, Trump’ın mülteciler üzerindeki sınırlamasını henüz kaldırmadı ve kampanyası sırasında verdiği sözlere rağmen hedefi artırmaya çalışmadı. Trump’ın, sığınmacıların Güney sınırlarında kalması gerektiğini ileri süren ve mahkemelerin talepleri üzerine karar verdiği, ‘’Meksika’da Kal’’ göçmenlik politikası askıya alındıktan sonra, Biden Yönetimi, Trumpizm ile uyumlu göçmenlik politikalarına geri dönerek programı yeniden başlattı.
Dış Politika
Trump yönetimi, uluslararası arenada ABD üstünlüğünü yeniden öne sürme girişimi olarak ABD dış politikasını yeniden büyük güçlerin rekabeti üzerine yönlendirdi. Çin ve Rusya en büyük rakipler olarak belirlendi. Biden’ın politikası, Çin’i açıkça ABD’nin en büyük rakibi olarak tanımladığı için Trump’ınkiyle tutarlı. Bu; Biden’ın, Trump döneminde Çin’e uygulanan tarifeleri (son 40 yılın en yüksek enflasyon oranı: %8, büyük bir kargaşaya sebep olmuştu) uygulamaya devam etmesinden açıkça anlaşılabilir. Seçim öncesinde Biden, gümrük vergilerinin Çin ile başa çıkmak için etkili bir yöntem olmadığını iddia edip Amerikalıların tarifeler için imalatta durgunluk ve tarımda gelir kaybı da dahil olmak üzere ağır bir bedel ödediğini belirtmişti. Ancak, başkan olarak Çin’e tarifeler uygulamaya devam etmeyi seçti. Ayrıca, Trump’ın bıraktığı Trans-Pasifik ortaklıkları için anlaşmalara yeniden katılmaya yönelik hiçbir teşvik göstermedi; bu, Biden ve Trump’ın uluslararası ticarete yaklaşımıyla özdeşleşiyor. Trump’ın İran nükleer anlaşmasından çekilmesini ağır bir şekilde eleştiren Biden, İran’ın işbirliği yapması halinde anlaşmayı eski haline getireceğine söz verdi. Ancak göreve geldikten sonra Biden, anlaşmaya dönüş müzakerelerinde başarısız oldu ve hükümleri güçlendirmeye ve İran’a yönelik yaptırımları sıkılaştırmaya kadar gitti.
Dış İlişkiler
Trump döneminde Suudi Arabistan ile ABD arasında ilişkilerin geliştirilmesine öncelik verildi. Biden, Kaşıkçı cinayeti iddialarının ardından Trump’ın veliaht prense verdiği desteği eleştiren isimlerin başında geliyordu. Biden 2020 başkanlık seçimleri sırasında Suudi hükümetine ‘’bedel ödeteceğine’’ ve ‘’onları olduğu gibi parya yapacağına’’ söz verdi. Tüm eleştirilerine rağmen Biden, başkan olarak, bu yakın ilişkiyi veliaht prens Muhammed Bin Salman ile görüşerek sürdürmeyi seçti. Tokalaşarak verdikleri samimi pozlar hala internette dolaşıyor. Buna karşılık, Amerikalı politikacılar, Biden’ı insan hakları ihlallerine karışan liderlerle samimi olduğu gerekçesiyle eleştiriyor. Biden’ın İsrail ve Suudi Arabistan ziyareti, Trump döneminde inşa edilen ve öncelik verilen yakın dış ilişkileri sürdürme çabasına işaret ediyor.
Sonuç
Genel Kurmay’ın Trump dönemindeki kusurlarına rağmen, Trump Yönetiminin Amerikan çıkarları için elzem olan önemli sorunları tespit etmede ve önceliklendirmede ve bunlarla başa çıkmak ve üstesinden gelmek için çaba sarf etmede etkili olduğunu belirtmek önemlidir. Biden yönetimi ile Trump yönetimi arasındaki tutarlılık, siyasi bir etkisizlik eleştirisi değil, Biden yönetiminin ikiyüzlülüğünün bir eleştirisidir. Biden, kampanya vaatlerini yerine getiremedi ve Trump yönetimi tarafından oluşturulan en kritik politika alanlarında statükoyu sürdürdü. Siyasi partileri kampanya vaatlerinden sorumlu tutmak, tüm Amerikalıların vatandaşlık görevidir. Hesap verebilirlik, şeffaf ve etkili bir demokrasiyi sürdürmek için esastır.
Rowa Kordi
Lisans öğrencisi-Koç Üniversitesi & Erasmus University
Kaynaklar
DePetris, D. R. (2021, March 12). Biden’s foreign policy is more similar to Trump’s than you think. Newsweek. Retrieved from https://www.newsweek.com/bidens-foreign-policy-more-similar-trumps-you-think-opinion-1575528
Labott, E. (2021, September 22). When the White House changed hands, it changed tone but not policies. Foreign Policy. Retrieved from https://foreignpolicy.com/2021/09/22/biden-us-policy-trump-legacy-foreign-policy-aukus/
Aguilera, J. (2021, December 6). Biden relaunches Trump’s controversial immigration policy. Time. Retrieved from https://time.com/6125562/joe-biden-remain-in-mexico-donald-trump/
Wong, E. (2022, July 24). On U.S. foreign policy, the new boss acts a lot like the old one. The New York Times. Retrieved from https://www.nytimes.com/2022/07/24/us/politics/biden-trump-f
Comments