İsrail’in Türkiye’ye Yaptığı Yardımlar: Afet Diplomasisi Örneği

6 Şubat gecesi, sadece Türkiye’nin Güney Doğu bölgesinde onlarca bina yıkılmadı; aynı zamanda yüreğimiz de yıkıldı. Günlerdir, hayatımızda hiç görmediğimiz, tanışmadığımız, bilmediğimiz insanlarımız için göz yaşı döküyor ve yardım eli uzatmaya çalışıyoruz. Türkiye’ye de onlarca hatta yüzlerce ülkeden destek geldi. Ancak bir ülke, henüz depremin ilk saatlerinde Türkiye’ye arama kurtarma ekibi, tıbbi malzeme yardımı ve insani yardım malzemesi göndereceğini açıklayarak, Türkiye için nasıl önemli bir dost olduğunu bir kere daha ortaya koydu: İsrail.

Bir insanı kurtaran, tüm kainatı kurtarmıştır.
כל מי שמציל נפש כאילו הוא הציל עולם מלא

Sanhedrin, 37a-14 



Depremden sadece 3 saat sonra İsrail, Dışişleri Bakanı Eli Cohen önderliğinde Türkiye’ye yardım göndermek için bir acil durum toplantısı gerçekleştirdi. Gerekli kararlar iki saat içinde alındı ve Başbakan Netanyahu Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Türkiye’ye derhal destek göndereceğini ve önümüzdeki saatlerde ekibin ulaşımını ekseriyetle sağlayacaklarını açıkladı.



6 Şubat Akşam saatlerinde İsrail hükumetinin “Zeytin Dalları” adı verdiği IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) insani destek ekibi hazırlıklarını tamamladı ve Adana’ya doğru yola çıktı. 7 Şubat sabah saatlerine doğru yaklaşık 200 kişilik bir ekip, Adana Adnan Menderes Uluslararası Havalimanına iniş gerçekleştirdi ve bu ekip yıkımın en ciddi seviyede olan şehirlerden biri olan Hatay’a doğru intikal etti ve sahadaki ekiple koordine olarak çalışmalarına başladı. Salı günü, 150 kişiden oluşan 2. İsrail ekibi tekrar Adana’ya iniş yaparak farklı arama-kurtarma noktalarına intikal ettiler. Aynı gün akşam saatlerinde daha çok sağlık personeli ile donatılmış 3. Ekip Gaziantep’e ulaştı. Bu ekibin varışından yalnızca saatler sonra, Salı gecesi 4. İsrail ekibi de Gaziantep Havalimanı’na indi. Bu ekibin oldukça önem arz ettiğini belirtmekte fayda var zira 4. Ekip uzun dönem yardım ihtiyacını karşılamak için görevlendirilmiş uzmanlardan oluşmakta.



İsrail’in Türkiye Büyükelçi Yardımcısı Nadav Markman’ın Twitter’dan; son 4 günde 17 kişinin İsrail ekipleri tarafında kurtarıldığını, farklı sahalarda 400’den fazla İsrail personelinin kurtarma çalışmalarını sürdürdüğünü, 150 tondan fazla insanı yardımın İsrail tarafından gönderildiğini ve yardımların hız kesmeden gönderileceğini açıkladı. Bu zamana kadar 15’ten fazla yardım uçağı getiren İsrail, Azerbaycan’dan sonra Türkiye’ye en çok yardım gönderen ülke konumunda. Bunun da sebebi Türkiye’nin İsrail için oldukça önemli bir ülke konumunda olması. Orta Doğu’da stratejik olarak çıkarları her daim örtüşmüş olan bu iki ülkenin mevcut dayanışması, son dönemde ortak olarak atılan olumlu adımların bir sonucudur ve Türkiye, yardım yapan diğer ülkeler gibi, İsrail’in bu zorlu dönemde yapmış olduğu yardımları asla unutmayacaktır.

IDF İstihbarat Yönetimi Dairesi’ne (Daire 9900) ayrı bir parantez açmakta fayda var çünkü burada en İsrail teknolojisinin en üst düzeyde uygulanışını görüyoruz. Daire 9900, sahadaki ekibi, uydu görüntülerini çözümleyip anlık veri aktararak destekliyor ve bu şekilde sahadaki uzmanlar doğru müdahale noktaları belirleyerek efektif bir şekilde sahada hareket etmiş oluyorlar.



Bunlarla beraber, İsrail’in Türkiye’ye ilk yapmış olduğu yardım bu da değildir. 17 Ağustos 1999 Ağustos Gölcük Depremi’nin ardından İsrail, Adapazarı’nda Türk-İsrail köyü kurmuş ve Lise inşaat etmiştir. Bunlara ek olarak İsrail, depremden kurtulan çocukların eğitimini de üstlenmiştir. Hatırlanacağı üzere 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nde de İsrail 350’den fazla personeli İzmit’e göndermişti ve Türk halkının yaralarını sarmaya çalışmışlardı. 13 Kasım’da bölgeye ulaşan İsrail ekibine 14 Kasım’da ikinci ekip dahil olmuş ve tam teçhizatlı bir sahra hastanesi kurulmuştu. Bu bağlamda 1990’lı yılların, Türkiye-İsrail ikili ilişkilerinin en çok yakın olduğu dönemlerden biri olduğunu not etmekte fayda var. Aslında İsrail, dünya çapında deprem diplomasisini oldukça etkili bir şekilde kullanıyor ve yardıma ihtiyacı olan ülkelere destek sağlayarak ikili ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Ancak konu Türkiye ve Azerbaycan olduğu vakit, İsrail’in çok daha duyarlı olduğunu not etmek önemli. Tamamlayacak olursak, iki ülkenin ikili ilişkilerinin gelişiminde insani yardım son 25 senede önemli bir rol oynadı ve bundan sonra da bu aynı şekilde, hatta artarak devam edeceğini bekliyorum.

Muhammed F. Çetinkaya

Boston University The Pardee School of Global Studies

2022 senesinde Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. Lisans eğitimi döneminde Tarih bölümünde Yandal yapmış, Diplomasi ve Uluslararası Politik Ekonomi alanında uzmanlaşma programlarını tamamlamıştır. Boston Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler alanında Yüksek Lisans çalışmalarına devam etmektedir. Akademik ilgi alanları arasında Türkiye-İsrail ilişkileri, Diplomasi, Türk Dış Politikası, İç Savaş Dönemi Amerikan Tarihi ve Orta Doğu çalışmaları yer almaktadır. İleri seviyede İngilizce ve orta seviyede İspanyolca bilmektedir. [ View all posts ]

Comments

Be the first to comment on this article

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Go to TOP